Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, cari açık sorununun çözümü için geniş kapsamlı reformlara ihtiyaç olduğunun altını çizerek, üretim ve yatırımın artırılması için; öncelikle maroekonomik istikrarın sağlanması gerekiyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmesinin ardından TÜSİAD YİK toplantısında yaptığı konuşmada Özilhan, “Bulgu ve önerilerimizi Şimşek ile paylaştık. Programın makroekonomik istikrara katkı sağlamasını bekliyoruz” dedi.
Özilhan, “Yurt dışından para girişi olursa Merkez Bankası’nın rezervlerini güçlendirmek gerekiyor” dedi.
Özilhan, “Enflasyonla mücadele ve TL’ye güven birinci öncelik olmalıdır. Enflasyonla mücadelenin yolu TL’ye değer katmaktan geçmiyor.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, Türkiye ekonomisinin ikiz açık yaşadığını ancak sorunların çözülemez olmadığını belirten TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Bakan Şimşek ile görüşmesine ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Göstergelerin ekonominin son 10 yılın en sıkıntılı döneminden geçtiğini gösterdiğini belirten Özilhan, “Buna göre ihracat düşüyor, cari açık artıyor, net rezervler eksiye gidiyor, bütçe açığı büyüyor, hayat pahalılığının yüksek olması alım gücünü düşürüyor. Yüksek enflasyon bilançoları bozuyor, işlem maliyetlerini artırıyor” diyen Poyraz, “Düşük politika faizine rağmen yatırımlar toparlanmıyor, TL değer kaybediyor, yabancı yatırımcı gelmiyor. Uzun zamandır ilk kez “ikiz açık” yaşıyoruz” dedi.
Bugüne kadar yapılan açıklamalar doğrultusunda saygın bir ekonomik program hazırlanmasının ve duyurulmasının önemine dikkat çeken Özilhan, “Liyakat ve piyasalara güven vermeyi ön planda tutan kilit kurumlara atamaların yapılması ve iş düzenine uygun bir çalışma düzeni getirilmesi” dedi. Başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi politikalarının şekillenmesinde etkili olan kurumların temel görev tanımlarının, “Bu adımlarla hem yurt içinde hem de yurt dışında ekonomiye olan güven hızla toparlanacak ve emin adımlarla ilerlemek mümkün olacaktır.” .
Yatırımlar canlanmalı
Türkiye’de girişimci sayısının çok fazla olduğunu vurgulayan Tuncay Özilhan, “Bu kadar rekabet ortamı ve iş yapma kapasitesi güçlü olan ülkelerde pazarda girişimsel yönetim sonuç vermiyor. Türkiye’de hiçbir zaman tüm sektörlere sürekli bir yayılma olmadı. Çin veya Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi ekonominin bazı alanlarında devletçi bir ekonomik model yoktu.
Piyasa modelinde devlet, piyasa dengelerini şekillendirecek seçici müdahalelerde bulunmaz, sektöre yön verecek verileri derler, analizler yapar, piyasa aksaklıklarını önlemek için uygulamalar yapar, ancak arz ve talep doğrultusunda piyasa belirlenir. Maliye politikaları, sosyal politikalar, üretim ve dış ticaret politikaları kullanılmaktadır. Alınacak bu tedbirlerle birlikte yatırımları canlandırmamız gerekiyor” dedi.
“Şimşek ile açık ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik”
Toplantı öncesi TÜSİAD yönetimi olarak Bakan Mehmet Şimşek ile görüştüklerini ifade eden Özilhan, ekonomik duruma ilişkin tespit ve önerilerini paylaştıklarını belirterek, “Bakanla paylaştık. Açık ve samimi bir görüşme oldu. Bakıyoruz. bu yöndeki katkılarına teşekkür ederim.”
üç ayaklı program
Türkiye ekonomisinin sorunlarının çözümü için üç ayaklı bir programa ihtiyaç olduğunun altını çizen Özilhan, bu üç ayağı şöyle sıraladı: “Bu üç ayak makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve hukukun üstünlüğüdür.” Bu üç konuya aynı anda başlanmasının önemine vurgu yapan Özilhan, “Bu durumda her biri diğerinin etkinliğini artıracak ve sorunların daha kısa sürede ve daha az maliyetle çözülmesi mümkün olacaktır.”
“Planlama aşamasında olan projeler ertelenebilir”
Her şeyden önce makroekonomik istikrarı sağlamakla başlamak gerektiğini belirten Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enflasyon şeytanıyla mücadele etmek ve TL’ye olan güveni yeniden tesis etmek bizim önceliğimiz. Ancak enflasyonla mücadelenin yolu TL’ye değer katmaktan geçmiyor. Çünkü TL değer kazanınca bu ister istemez ithalatı ucuzlatıyor, ihracatı pahalılaştırıyor ve TL değer kazandığında kaçınılmaz olarak ithalatı ucuzlatıyor, ihracatı pahalılaştırıyor. dış açık artıyor 2001 krizinden sonra yaşadığımız süreç bize bunu çok güzel anlatmış.
Açıklanacak programda maliye politikasındaki harcama disiplinine uyulup uyulmadığına dikkat edilecek. Kamu harcamalarında deprem gibi zorunlulukların neden olduğu artış ile halkın satın alma gücünün korunması amacıyla bazı kalemlerde tasarruf yapılabilir. Özellikle üretim hamleleri açısından etkisi sınırlı, planlama aşamasında olan ve çevresel etkileri yüksek olabilecek projeler ertelenebilir.
“İstanbul Sözleşmesi iade edilmelidir”
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu’nda konuşan TÜİSAD Başkanı Orhan Turan, toplumun yarısını oluşturan kadınların hâlâ şiddete maruz kalmasının, iş ve sosyal hayatta ayrımcılığa uğramasının Türkiye’nin 2. yüzyılına yakışmayan özellikler olduğunun altını çizdi. Turan, “Bu nedenle ikinci asırımızın ilk meclisinden beklentilerimizden biri de 2021’de ayrıldığımız İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi. Ulusal düzeyde elimizdeki en güçlü yasal düzenleme olan Aile ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi kanununu en etkin şekilde uygulamak zorundayız” dedi.
Cumhuriyetin 2. yüzyılına girerken toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunun tartışma dışında bırakılması gerektiğini belirten Turan, eğitime erişim, iş gücüne katılım, sosyal güvenlik gibi alanlarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizliklerin devam ettiğini vurguladı. siyaset ve çalışma hayatında karar verici pozisyonlarda yer alma ve bakım sorumlulukları ortadan kaldırılmalıdır.
“Finansmana erişim giderek azaldı”
Gösterge faiz oranlarındaki sürekli indirime rağmen reel sektörün krediye erişiminin giderek zorlaştığına dikkat çeken Orhan Turan, ticari kredilerdeki artış oranının enflasyonun oldukça altına düştüğünü belirterek, erişim sorununun devam ettiğini belirtti. finanse etmek yatırımlar üzerinde baskı oluşturmuştur. Bu da yatırım kararlarının gecikmesine, yeni istihdam yaratma kapasitesinin azalmasına ve büyümenin zayıflamasına neden oldu” dedi.
2021’in ilk çeyreğinden itibaren üretim-tüketim farkının açıldığını belirten Turan, 2023’ün ilk çeyrek büyüme rakamlarında sektörün yıllık yüzde 0,8 küçülürken tüketimin yüzde 16,2 arttığını hatırlatarak, “Para ve maliye politikalarının değişmesi gerekiyor. Bu durumu aşmak için, finans sektörü sağlıklı olduğu ve kendi fiyatlamalarını yapabildiği sürece reel sektörün de sağlıklı olması önemlidir. Üretim ve yatırım yolu.
Bu kapsamda Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’a görevlerinde başarılar diliyorum.”
“Deprem hazırlıklarını hızla tamamlayalım”
Kurumların ve kuralların güçlendirilerek afet yönetiminde planlı ve katılımcı bir sürecin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Turan, “Bu nedenle siyasi kutuplaşmaların ve kısa vadeli önceliklerin bu gerçek beka sorununa gölge düşürmesine izin vermeyelim.
Deprem bölgesinin yaralarını sarmak için var gücümüzle çalışmaya devam edelim. Marmara bölgesi için hazırlıklarımızı hızla tamamlayalım” dedi.